Sabahın ilk ve en güzel saatlerinde uyanmıştı. Yanında yatan ve horlayarak uyuyan adama baktı iğrenerek. Nasıl evlenmişti bu adamla, nasıl düşmüştü bu hataya. Dün gece yine eve sarhoş gelmişti kocası. Leş gibi alkol kokan vücudunu genç kadının yanına uzatıp yatmış ve sızmıştı. Kocası bir psikologdu fakat kendi psikolojisini bir türlü düzeltemiyordu. Hırçın, pervasız, alkol bağımlısı bir adamdı. Genç kadın sessizce yataktan süzülüp banyoya gitti. Aynada gördüğü yüzüne bakınca içi ezildi. Çökmüştü adeta, eski güzelliğinden eser kalmamıştı. Aynadaki yansımasını izlerken dalıp gitti uzaklara. Tüm suç kendisine aitti, bu yolu kendi seçmiş, bu sonu kendi hazırlamıştı.
Tıp fakültesinde okuduğu yıllarda bir gençle tanışmıştı. Aynı üniversitenin tiyatro bölümünde okuyan bu genç çevresinde çok seviliyor tüm kız öğrencilerin dikkatini çekiyordu. Yakışıklı, espritüel ve çekici olması kızların rüyalarını süslemesi için geçerli bir sebepti. Ama o genç adam sadece o nu Sevdiği adamı düşündü yeniden,şu an neredeydi acaba, evlenmiş miydi, unutabilmiş miydi sevdalarını. Belli belirsiz hayaller ve düşünceler arasında uyuklamaya başladığı anda dudaklarından belli belirsiz bir cümle döküldü; ‘’ gel kendini özletmeden ‘’
aldı rüyalarına. Bir arkadaş toplantısında tanıştılar ve sevdiler birbirlerini. Flörtleri tutkulu bir aşka dönüştüğünde okulları bitmek üzereydi. Genç kız birkaç ay sonra doktor olacaktı, sevdiği adam ise tiyatro oyuncusu. Aşkları üniversitede bir destan misali anlatılıyor, Leyla ile mecnun sevdaları unutulmuş sadece onların aşkı konuşuluyordu. Çok geçmeden diplomalarını alıp mezun olduklarında ayrılıklarını başlatan olaylar zinciri start vermişti. Genç kızın tayini ülkenin bir ucunda bir sağlık ocağına çıkmış, sevdiği adam ise hayallerini gerçekleştirmek üzere yurt dışına çıkmıştı. Bağlarını hiç kopartmadılar, sevdalarını yollara ezdirmeden devam ettirdiler. Hasretle geçen birkaç yıldan sonra tekrar buluştular başkentte. Genç adam sevdiği kadına her kadına nasip olmayacak şekilde evlenme teklif ettiğinde genç adeta bulutlara uçuyordu. Olaya ailelere intikal ettiğinde ise ayrılık bombasının fitili ateşleniyordu. Genç kızın babası ülkenin önde gelen tıp adamlarından biriydi ve kızının bir tıp adamıyla evlenmesinden yanaydı. Fakat genç kız kararlılığını devam ettiriyor sevdiği adamla evlenme isteğinden vazgeçmiyorduVe kaçınılmaz son gerçekleşmiş ailesinin çabaları Muaffak olmuştu. Sevdiği adamın evlenme teklifini reddederek yakın aile dostlarından birinin oğlu olan psikolog doktorla evlenmeyi kabul etmişti. Evlendikleri günden bu yana geçen beş yılda her gün pişman oldu verdiği karara. Ama iş işten geçmişti artık. Sevdiği adam yurt dışında önemli bir sanat adamı olmuş, ülkeye her geliş gidişi basında yer bulmuştu. Genç kadın ise kocasının alkol problemleri yüzünden cehennem hayatı yaşamış ve sevdiği adamın hasretiyle yaşamıştı. Aynada yansıyan gözlerine bakarak birkaç kelimelik bir cümle döküldü dudaklarından ‘’ seni bir kez görebilsem; öyle özledim ki seni; gel kendini özletmeden’’Birden irkilerek saate baktı, hastaneye geç kalmıştı. Bu gece acil serviste nöbeti vardı. Önce vizite yapıp yatan hastalarını kontrol edecek akşam ise acil serviste yorucu bir gece yaşayacaktı.
Özlemişti ve küllenen aşkı evliliği kötü gittikçe alevleniyordu. Keşke şuan yatak odasında yatan kocasının yerinde sevdiği adam olsaydı, hayat bu kadar çekilmez olmazdı belki.
Sevdiği adamı düşündü yeniden,şu an neredeydi acaba, evlenmiş miydi, unutabilmiş miydi sevdalarını. Belli belirsiz hayaller ve düşünceler arasında uyuklamaya başladığı anda dudaklarından belli belirsiz bir cümle döküldü; ‘’ gel kendini özletmeden ‘’Sıçrayarak uyandığında kapı sertçe vuruluyor herkes ona sesleniyordu. Trafik kazasında yaralanmış birini getirmişlerdi ve durumu ağırdı. Kazanın şiddetinden göğüs kafesi parçalanan hastayı gördüğünde kanının donduğunu hissetti. Kırılan kaburgaların akciğerleri
parçaladığı belliydi. Genç kadın yüzü kan içindeki hastanın dudaklarındaki gülümsemeyi gördüğünde belki de hayatının en büyük şokunu yaşıyordu. Sevdiği adam önündeki sedyede kanlar içinde yatıyor ve son nefesini vermek üzereyken bile ona sevgi dolu gözlerle bakıyordu. Günün başladığı andan itibaren hasretinin acısıyla sarsıldığı genç adam şuan önündeki sedyede son nefesini vermeye çalışıyordu. Genç adam son bir hamleyle kanlı ellerini sevdiği kadına uzattı. Genç kadın şok halinde tuttu sevdiği adamın elini. Genç adam kendine doğru çekti genç kadını ve nefes borusundaki son nefesini verirken küçük bir cümleyle veda etti. ‘’ sana geldim sevgilim ‘’
HİKAYEDEN ALDIĞIM DERS YÜREKTEN YAPILAN DUALAR BİRGÜN MUHAKKAK KABUL OLUR...